İKÇÜ Tıp Fakültesi Meme Kanseri Farkındalık Sempozyumu Düzenledi

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi tarafından Meme Kanseri Farkındalık Sempozyumu düzenlendi

Haber- İrem Tanış, Cemre Yılmaz Fotoğraf- Simay Baran

Meme kanserine dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla İKÇÜ Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda düzenlenen ve moderatörlüğünü Tıp Fakültesi öğrencisi Beyda Kayın’ın üstlendiği sempozyumda, Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yeliz Yılmaz Bozok ve Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülseren Pamuk konuşmacı olarak yer aldı. Programa, Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz ile öğrenciler katıldı.

Moderatör Beyda Kayın, sempozyumun meme kanseri konusunda farkındalığı arttırmak, doğru bilinen yanlışları düzeltmek, erken teşhisin önemini vurgulamak için organize edildiğini belirtti ve konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür etti.

Risk Faktörleri Azaltılmalı

Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen ve en sık ölümle sonuçlanan kanser türü olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yeliz Yılmaz Bozok, “Meme kanseri, tüm kanserler arasında ölüm nedenlerine bakıldığında ikinci sırada. %1 kadar erkeklerde de görülebiliyor. Ama daha çok kadınlara özgü bir kanser diyebiliriz. Dünya Sağlık Örgütü 2022 yılı verilerine göre, yeni tanı konulan hasta sayısının 2 milyonu aştığı söyleniyor ve hayatını kaybedenlerin de 627.000 civarında olduğu belirtilmiş. Bu istatistiklere bakarsak gelişmiş ülkelerde her 7-8 kadından birinde hayatı boyunca meme kanseri gelişebileceğini öngörebiliriz. Fakat görülme sıklığında artışa rağmen, ölüm oranlarında bir azalma dikkati çekiyor. Bu da oldukça sevindirici. Bunun nedenini de, yeni tedavi yöntemlerine bağlayabiliriz” dedi. Meme kanseri kaynaklı ölüm oranlarını azaltabilmek için risk faktörlerinin azaltılması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Bozok, doğum yapmamış olmanın, ileri yaşlarda doğum yapmış olmanın, emzirmemiş olmanın, çocukluk çağında göğüs duvarına radyoterapi alınmasının meme kanserinde risk faktörü olduğunu; ayrıca meme kanserinin 50 yaş üzeri kadınlarda daha sık görüldüğünü belirtti.

Tarama Testlerinin Özellikleri Anlatıldı

Doç. Dr. Gülseren Pamuk ise, sağlıklı bireylerde henüz hastalık semptomları oluşmadan yapılan muayene, tetkik ve görüntüleme yöntemlerini ifade eden meme kanseri taramalarını anlattı.  Doç. Dr. Pamuk, “Tarama testleri ile amacımız sağlıklı bireylerle olası vakaları ayırmak ki olası vakaları tespit ettiğimizde tanı koyucu testlere yönlendirelim ve kişide hastalık olup olmadığını görelim. Tarama testlerinin ise Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiş bazı özellikleri var. Birincisi, taranacak bir hastalığın toplumda sık görülüyor olması ve erken dönemde tedavisinin olması gerekiyor. Yani taramayı yaptık, tanıyı koyduk ama hastayı 6 ay içerisinde hastalığa bağlı olarak kaybedeceksek o zaman tarama yapmanın da çok bir anlamı kalmıyor. Bununla beraber testin kolay uygulanabilir olması; yani toplum tarafından kabul edilebilir olması gerekiyor. Testin gerçek hastalarla, hasta olmayan kişileri ayırt edebiliyor olması da şart” diye konuştu. Türkiye’de meme kanserinin Marmara ve Ege bölgelerinde diğer bölgelere oranla daha fazla görüldüğünün bilgisini paylaşan Doç. Dr. Pamuk, bu olguyu, kadınların geç evlenmeleri, geç çocuk sahibi olmaları, hiç doğurmamaları ya da az doğurmaları gibi yaşam tarzı faktörlerine bağladı.