AkademiEğitimEn GüncelİKÇUSağlık

İKÇÜ’nün Ev Sahipliğinde Düzenlenen 9. Sağlık İletişimi Sempozyumu Başladı

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ)’nin ev sahipliğinde düzenlenen 9. Sağlık İletişimi Sempozyumu’nun açılışı yapıldı

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Anadolu Üniversitesi, T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen 9. Sağlık İletişimi Sempozyumu (SİS), Urla Karantina Adası’nda yer alan T.C. Sağlık Bakanlığı Tesisleri’nde başladı. Sempozyumun açılış törenine İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Urla Kaymakamı Murtaza Dayanç, İKÇÜ Rektör Yardımcısı ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü adına Daire Başkanı Mustafa Örnek, İzmir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Erkuş, Sempozyum düzenleme kurulu adına Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Yüksel ile dekanlar, üniversitelerin akademik ve idari personelleri, çeşitli sağlık kuruluşlarının temsilcileri ve öğrenciler katıldı.

Geleneğimizi Unutmadan Bir Sağlık İletişimi Dili Oluşturmamız Gerekiyor

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, sağlık iletişiminin pandemi, afet ve kriz yönetiminde çok etkili olduğunu ama esas dikkat edilmesi gerekenin yüz yüze bir biçimde gerçekleşen hekim-hasta ilişkisi olduğunu vurguladı. Hekim-hasta ilişkisinde yaşanan şiddet olaylarının sağlık alanında yaşanan en temel sorunlardan birisi haline geldiğini belirten Vali Köşger, bu sorunların genellikle iletişim hatalarından kaynaklandığını ve sağlık iletişiminin öneminin bu noktada ortaya çıktığını söyledi. Sözün kültürümüz açısından önemine değinen Vali Köşger: “Lokman Hekim’e sormuşlar, ‘hastaya ne yedirelim, ne içirelim?’, ‘tedavi sürecinde acı söz yedirmeyin de başka ne yedirirseniz yedirin’ demiş. Yunus Emre de ‘söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz’ demiştir. Buradan kültürümüzde sözün ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Sözün nasıl söylendiği, sözü muhatabımıza nasıl ilettiğimiz çok önemli. Biz geleneği olan bir toplumuz. Sağlık iletişiminde, geleneğimizi, kendi değerlerimizi unutmadan bir iletişim dili oluşturmamız gerekiyor. Çünkü toplumun çoğunluğu geleneksel kültürden geliyor. O kültürden besleniyoruz, bu sebeple insanların değerlerini önceleyerek iletişim kurmak son derece önemlidir” ifadelerini kullandı. Sağlık alanında hasta yakınlarının hekimlere yönelik birtakım olumsuz davranışlarının veya şiddet olaylarının görüldüğünü söyleyen Vali Köşger, bu gibi durumların nedenlerinin incelenmesi ve araştırılması gerektiğinin altını çizerek, sağlıkta iletişim konusunu bütün boyutlarıyla ele alan, “9. Sağlık İletişimi Sempozyumu” gibi programları önemsediğini kaydetti.

İletişim, Sağlıkta Hizmet Sunumunun En Önemli Parçasıdır

Sağlık ve iletişim gibi iki farklı alanı bir araya getiren ve sağlık iletişimi alanındaki en son gelişmeleri tartışma imkânı sunan 9. Sağlık İletişimi Sempozyumu’nun önemine vurgu yapan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, “sağlık en temel insan hakkıdır ve tüm teknolojik gelişmelere rağmen iletişim, hizmet sunumunun en önemli parçasıdır. Sağlık iletişiminin akla ilk gelen boyutu ise kuşkusuz hizmeti sunan ile hasta arasındaki yüz yüze iletişimdir. Bu anlamıyla iletişim, hizmet sunumunun ve hasta memnuniyetinin en önemli yönüdür. Doğru kurulan bir iletişim, etkili tedavinin gerçekleşmesine de zemin hazırlar. Hastanın durumuna ilişkin koşulların yorumlanması, ilk başta anlamın paylaşılabilir olduğu bir iletişim dili ile mümkündür” dedi. Sağlık iletişiminin, sağlık hizmeti sunumunda her iki taraf için de öneriler sunması gereken ara bir disiplin olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Saffet Köse, bu yönüyle sağlık ve iletişim alanında çalışan akademisyenlere önemli görevler düştüğünün altını çizdi. “İletişim, ülkemizde her geçen gün gelişme gösteren tıbbi uygulamaların niteliğinin değerlendirilmesinde ve sisteme olan güvenin ortaya çıkmasında ya da sürdürülmesinde hayati bir öneme sahiptir” diyen Prof. Dr. Saffet Köse, tüm teknolojik gelişmelere rağmen sağlık hizmetlerinin odağında insanın bulunduğunu, bu sebeple sağlık alanında teknolojiyi üretmenin yanı sıra iyi iletişim becerisine sahip sunucular yetiştirmenin de son derece önemli olduğunu kaydetti. Sağlık iletişiminin, sağlık çalışanı-hasta ilişkisinin dışında birçok boyutu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Saffet Köse, yeni medyanın kontrolsüz yapısının bireylerin iyilik hallerini tehdit etmesi muhtemel içeriklerin kolay yayılması ya da istenmeyen iletilerin davranışları olumsuz etkilemesi gibi sonuçlar doğurmasının da söz konusu olduğunu, düzenlenen sempozyumda konunun tüm yönleriyle ele alınacağına inandığını belirtti.

Sağlık Profesyonelleri ve İletişim Akademisyenlerine Önemli Görevler Düşüyor

İKÇÜ Rektör Yardımcısı ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Prof. Dr. Yasin Bulduklu, iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmelerin sosyal, ekonomik ve sağlık alanı ile olan ilişkisine değinerek, toplumsal anlamda sağlık etkileşiminin yerel bağlantılarından koparak küresel bir boyuta evrildiğini, bu çerçevede sağlık tanımı ve algısının da değişime uğradığını vurguladı. Prof. Dr. Bulduklu: “Gelişen teknoloji, yeni medya dolayımı ile her düzeyde sağlık iletilerinin değişik teknik ve taktiklerle hedefe aktarımını kolaylaştırmıştır. Sağlık söz konusu olduğunda bireylerin iletişim yoluyla bilgi alabileceği kaynaklar artık daha kolay erişilebilir duruma gelmiştir” ifadelerini kullandı. Pandeminin, dünyanın ne denli küçüldüğünün bir göstergesi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bulduklu, bu dönemde yaşanan gelişmelerin sağlığın geliştirilmesine olan ihtiyacı arttırdığını, bu anlayışın ise sağlık sisteminin tüm boyutlarında hakim paradigma haline dönüştüğünü kaydetti. Gelinen noktada, sağlıklı toplumların ekonomik olarak da güçlü olacaklarının varsayıldığını hatırlatan Prof. Dr. Bulduklu, bireyin tam iyilik hali içinde olduğuna dair öznel değerlendirmesinin, onun sosyal ve ekonomik faaliyetlerini etkilediğini; sağlığın bütüncül yapısından dolayı bireyin sağlığını güvence altına almanın sosyoekonomik, toplumsal ve çevresel faktörleri de planlamaya odaklı bir yönetsel anlayışı gerektirdiğini belirtti. Bireysel iyilik halinin ötesine uzanan sağlık değerinin birçok farklı bileşenin yanı sıra medyadan da etkilendiğini söyleyen Prof. Dr. Bulduklu, herkesin, her yerde erişebileceği araçları ifade eden medyanın içeriğin doğru olup olmadığına bakılmaksızın öğrenme işlevi sunduğunu, bu noktada ise sağlık profesyonellerine ve iletişim akademisyenlerine önemli görevler düştüğünü ifade etti.

Pandemide Doğru Yönetilen Bir Sağlık İletişimi Örneği Sunduk

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü adına konuşan Daire Başkanı Mustafa Örnek, son dönemlerde asrın pandemisi, asrın deprem felaketi gibi olağanüstü koşullar yaşadığımızı ifade ederek sağlık iletişimi adına yapılanları anlattı. Mustafa Örnek, “Biliyorsunuz asrın pandemisinde hiç birimizin hayal edemeyeceği şeyler yaşadık. 2018 yılından önce, evden çıkamayacaksınız, sevdiklerinizden ayrı kalacaksınız deselerdi hiç birimiz inanmazdık. Biz bakanlık olarak o günlerde, iletişim sürecini başarılı bir şekilde yönettik. Öncelikle, doğru bilginin ne kadar önemli olduğunu kısa bir zaman içerisinde deneyimledik. Covid-19’la ilgili bir web sitesi oluşturarak, hastalıkla ilgili doğru bilgileri öncelikle oraya yükledik ve tüm bilgilerin vatandaşlarımızın önüne gitmesini sağladık. Dikkat edilmesi gereken hususları derledik ve kamuya açık olan yerlerde yaydık. Türkiye’de ilk vaka görülmeden kamu spotu hazırladık. Dönemin koşullarına göre çeşitli kamu spotlarının geleneksel medyada ve sosyal medyada yayılmasını sağladık. Bu ve benzeri yöntemlerle doğru bilgiyi bütün vatandaşlarımıza iletirken yalan bilgi ile de mücadele ettik. Özellikle evde kalınan hareketsiz dönemde hareket yapmayla ilgili de içerikler hazırladık. O süreci, samimiyet ve sabırla yönettik. Bilim kurulu üyelerimiz de sisteme çok hızlı entegre oldu. Bizim yaptığımız bütün bu çalışmalar, doğru yönetilen bir sağlık iletişimi örneği oldu Sağlık Bakanlığımızın çalışmaları DSÖ tarafından takdirle karşılandı” şeklinde konuştu.

Amaç Sağlık Okuryazarlığını Arttırmak

İzmir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Erkuş, sağlıkta iletişimin, sağlık hizmeti sunucularının birbirleriyle ve hastalarla olan iletişimiyle başladığını, sağlığın geliştirilmesi amacıyla bireylerin, toplumun ve kurumların bilgilendirilmesine,  etkilenmesine ve harekete geçirilmesine kadar devam ettiğini vurguladı. “Hastalıkların önlenmesinde, sağlık hizmetlerinin üretilmesinde ve sunulmasında, sağlık hizmeti alan bireylerin sağlıkla ilgili tüm süreçler hakkında bilgilendirilmesinde ve eğitilmesinde sıklıkla sağlık iletişiminin unsurları kullanılmaktadır” diyen Doç. Dr. Erkuş,  içinde bulunulan dijital çağda her alanın olduğu gibi sağlık iletişimi alanının da çağın gereklerine paralel olarak güncellendiğini, buna bağlı olarak da sağlık uygulayıcılarının ve yöneticilerinin kendilerini değişen şartlara uyumlu hale getirmesi gerektiğini dile getirdi. Doç. Dr. Erkuş: “Sağlık iletişiminde temel amaç; bireylerin kendi sağlıklarıyla ilgili farkındalık ve bilinç düzeylerini yükseltmek, toplumun sağlık okuryazarlığını arttırmaktır. Biz de, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü olarak Bakanlığımızın ve Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğümüzün rehberliğinde halkımızın; doğru sağlık bilgisine, sağlık sistemine, sağlık hizmetlerine ulaşmalarını sağlayacak ve etkili kullanmalarına yarayacak bilgileri dijital çağın sunmuş olduğu olanaklarla sunmaya gayret ediyoruz” şeklinde konuştu.

Sağlık İletişimi Adeta Halk Eğitimi Seferberliği Olarak Ele Alınmalıdır

Sempozyum düzenleme kurulu adına konuşan Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Yüksel, “güzel İzmir’de bu güzel tesisimizde, sağlık iletişimi sempozyumu gerçekleştirmek sanıyorum hepimiz için büyük bir mutluluk” diyerek sözlerine başladı. Sağlık İletişimi Sempozyumu düzenleme fikrinin nasıl ortaya çıktığına değinen Prof. Dr. Yüksel: “Yıllar önce Ankara’daki bir toplantının kahve molasında, sağlık iletişimi akademisyenleri olarak yılda bir kez de olsa bir araya gelsek, çay-kahve içsek, çalışmalarımızı paylaşsak, sohbet etsek dilekleriyle başlayan bu sempozyumun, bugün 9’uncusunu gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Sağlık İletişimi Sempozyumu’nun en temel amacının, alanda çalışan akademisyen ve profesyonellerin yılda bir kez bir araya gelerek bilgi ve görüş alışverişinde bulunması ve sempozyumda üretilen bilginin bildiri, makale, kitap, video kaydı ve sosyal medya paylaşımı olarak kamuoyunun ve değerli araştırmacıların hizmetine sunulması olduğunu belirten Prof. Dr. Yüksel, bu çerçevede yaşanan buluşmaların Türkiye’de ve dünyada sağlık iletişimi alanında yaşanan gelişmeleri yakından takip ederek, sıkıntı ve sorunları tespit edip çözüm önerileri geliştirme ve geleceğe dair öngörülerde bulunma işlevi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Yüksel: “İnsanlığın yaşadığı hangi sorunu ele alırsanız alın, o sorunun temelinde mutlaka iletişimsizliğin izlerini görebilirsiniz. Tüm sorunlara ilişkin kalıcı çözümlerin ise ancak daha sağlıklı iletişim kurmakla sağlanabileceğine inanıyorum. Bu yüzden iletişim, sağlık iletişimi, iletişim becerileri, medya ve sağlık okuryazarlığı gibi bu alanın en temel konularının adeta birer halk eğitimi seferberliği olarak ele alınmasında, bu alanlarda program ve politikaların üretilmesinde büyük yarar olacağını düşünüyorum” diye konuştu.