Değişen Dünyada Aile Sempozyumu İKÇÜ’nün Ev Sahipliğinde Gerçekleşti
“Değişen Dünyada Aile- XII. Din Görevlileri Sempozyumu” İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İlahiyat Fakültesi ev sahipliğinde başladı.
İzmir İl Millî Eğitim Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü, Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı, İmam Hatipliler ve Mezunlar Derneği (İMHAD), Uluslararası Müslüman Âlimler Derneği (UMAD), İnsan Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği (İNSAN-DER), Yunus Emre Camii Vakfı (YECVA) iş birliğinde düzenlenen sempozyumun Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda gerçekleşen açılışına Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Genel Sekreter Nurettin Memur, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Komisyon Başkanı İdris Kizir, İzmir İl Müftüsü Salih Sezik, Konya İl Müftüsü Ali Öge, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Uluslararası Eğitim ve Öğretim Daire Başkanı Yusuf Akbaş, Mehir Vakfı Genel Başkanı Mustafa Özdemir, vakıf ve STK temsilcileri, eğitimciler, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Aile Bağlarını Güçlendirmemiz Gerek
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen, ailenin sadece Türkiye’de değil, dünyada da tehdit altında olduğunu vurguladı. Boşanma ve nikâhsız beraberlik oranlarının artışına dikkat çeken Doç. Dr. İşliyen, “Fransa, İsviçre gibi ülkelerde nikâhsız birlikteliklerin oranı yüzde 59’lara çıkmış vaziyette. Bununla bağlantılı olarak yalnız insan sayısı tüm dünyada artış gösteriyor. İngiltere gibi kimi ülkelerde yalnızlık bakanlığı kuruluyor. Ülkemizde de 2 milyonu aşkın insanın yalnız yaşamakla karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Tüm bunlar aile bağlarını güçlendirmemiz gerektiğine işaret ediyor. Hal böyleyken, son yıllarda dünya genelinde cinsiyetsizleştirme çalışmaları, eşcinsellik çalışmaları sorunu var. Dünya genelinde aklı başında, ülkesini ve milletini düşünen tüm kanaat önderleri bunun bir tehlike haline geldiğini, bunun bir nüfus azaltma, aileyi yok etme projesi haline dönüştüğünü biliyor” dedi.
Hz. Muhammed’in Aile Örnekliği Uygulanmalı
Medyanın, modanın ve mantalitenin değiştirilmesinin aileyi tehdit ettiğini aktaran Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. İşliyen, bu kuşatmadan kurtulmanın Hz. Muhammed’in (S.A.V) aile örnekliği ile mümkün olabileceğini belirtti. Medya yoluyla dini değerleri ve aileyi zayıflatmaya yönelik çalışmalar yapıldığını ifade eden Doç. Dr. İşleyen, medyanın toplumu nasıl dönüştürdüğü ve bozduğu ile ilgili çarpıcı örnekler verdi. 1965 yılında bir senede doğan yaklaşık 3500 çocuğa Şaban isminin verildiğini, 1995 yılında ise bir senede doğan çocuk sayısı artmasına rağmen bu ismin 113 kişiye verildiğini söyleyen Doç. Dr. İşleyen, bu güzel ve mübarek ismin en çok izlenen filmlerde en ahmak, en saf karaktere verilmesi sonucu hiç kimsenin çocuğuna bu ismi koymak istemediğini dile getirdi. Moda yoluyla ve mantalitenin değiştirilmesi ile toplum hayatında birçok değerin ve kavramın yerinden edildiğine vurgu yapan Doç. Dr. İşliyen, “Haramlar değiştirildi. Zinanın adına çapkınlık, gayri meşru yaşamaya dost hayatı denildi. Dost gibi aziz bir kelimeyi sıradanlaştırıp ahlaksızlığın adı haline getirdiler. Tüm bu olumsuzluklar da gösteriyor ki, değişen dünyada aileyi korumak istiyorsak örnekliğini, önderliğini Peygamber Efendimizden (S.A.V.) alan bir aile modelini çoğaltmamız gerekiyor” diye konuştu.
Ülkemiz Dünyaya Güzel Bir Örnek Model
Rektör Prof. Dr. Saffet Köse de konuşmasında, dünyadaki egemen güçlerin, ailesiz toplum, nikâhsız birliktelikler ve cinsiyetsizleştirme projelerinin neticesinde aile kurumunun büyük yara aldığını söyledi. Türkiye’deki aile yapısının hala örnek olarak gösterilmesinde gelenek ve kültüre olan bağlılığın yattığını vurgulayan Prof. Dr. Köse, “Ülkemize baktığımızda bütün bu olumsuzluklara rağmen hala en güçlü kurumumuz ailemiz. Milletimizin ailenin yanında dik durmasının, sahip çıkmasının bütün dünyaya verdiği önemli bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Tüm ilahi dinlerde nikâh ailenin kurucu unsurudur, ibadet değeri taşır. Kadın-erkek birlikteliğini meşru kılan tek yol nikâhtır. Ama modern kültür nikâhı, bir engel hatta tehdit unsuru olarak görmeye, göstermeye başladı. Bu bakış dine karşı tüm alanlara bir meydan okuma haline dönüştü” şeklinde konuştu.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik de İKÇÜ olarak böylesine önemli bir sempozyuma ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Sempozyuma emek veren herkese teşekkürlerini ileten Dekan Prof. Dr. Dirik, iki gün devam edecek bilimsel oturumlarda; eğitim, hukuk, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, iletişim, ahlak, çocuk, değerler, gelenek, sanat gibi alanlarda aile kurumunun irdeleneceğini, çıktılarının tüm kurumlarla resmi olarak paylaşılacağı bilgisini verdi.
Açış konuşmalarının ardından bilimsel oturumlara geçildi. İki gün süren sempozyumda aile tüm boyutlarıyla ele alındı.