DOLAR

39,3022$% 0.32

EURO

44,9570% 0.28

GRAM ALTIN

4.147,84%-0,55

ONS

3.288,72%-0,86

BİST100

9.019,57%-1,65

a

Yönetmen Nihal Ağırbaş ile “Troya Hazineleri” Belgeseli Üzerine Söyleşi

İKÇÜ Film Festivali kapsamında gerçekleştirilen söyleşide, Yönetmen Nihal Ağırbaş, “Troya Hazineleri” belgeselinin yapım süreci ve tarihi arka planını anlattı

Haber- Osman Berat Doğan, Berfin Topçu

Fotoğraf- Efe Polat, Deniz Giriş, Dilara Ersekmen, Nurdan Ünlüoğlu, Simay Baran, Şevval Göktekin

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Hekim Hacı Paşa Konferans Salonu, İKÇÜ Film Festivali kapsamında anlamlı bir söyleşiye ev sahipliği yaptı. Etkinlikte, Nihal Ağırbaş ile yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiği “Troya Hazineleri” adlı belgesel üzerine kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Medya ve İletişim Bölüm Başkanı ve Festival Yönetmeni Prof. Dr. Cenk Demirkıran’ın üstlendiği söyleşide belgeselin yapım süreci, içerdiği tarihsel katmanlar ve belgesel sinemaya dair pek çok konuya değinildi.

2018 yılının “Troya Yılı” ilan edilmesiyle birlikte belgeselin hazırlık sürecine başladıklarını belirten Ağırbaş, senarist ve gazeteci Ömer Erbil ile birlikte çalıştıklarını ve bu projeyi sinema formatında, döküdrama türünde ele almaya karar verdiklerini anlattı. Belgeselin hazırlık aşamasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden akademisyenlerin, özellikle Osmanlı belgelerine hâkim tarihçilerin önemli katkıları olduğunu aktaran Ağırbaş, Heinrich Schliemann’ın Troya’ya ilişkin kazı notları ve hatıralarından alıntılarla oluşturulan senaryoda, bu süreçte hem onun anılarına hem de bu anıların belgelerle ne ölçüde örtüştüğüne odaklandıklarını vurguladı.

Söyleşide, Troya hazinelerinin Osmanlı topraklarından kaçırılma süreci, eserlerin Almanya ve ardından Rusya’ya geçişi, arkeolojik kazılarda yapılan tahribatlar ve dönemin uluslararası politik dengeleri detaylı biçimde konuşuldu. Ağırbaş, Schliemann’ın eserleri kaçırırken eşinin eteğine sakladığı yönündeki iddiayı belgelerle çürüttüklerini, bu tür anlatıların çoğunlukla Schliemann’ın hatıralarına dayandığını, ancak Osmanlı belgeleriyle bunların örtüşmediğini ifade etti.

Ağırbaş, belgeselin üretim sürecinde bağımsız bir yapıma yöneldiklerini, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Nurol Grubu’ndan destek aldıklarını, filmin TRT 2’de yayınlandığını aktardı. Sponsor bulma süreçlerinde yaşadığı zorlukları ve bağımsız yapımcılığın getirdiği mücadeleleri de paylaşan Ağırbaş, projeye olan inancın bu süreçte belirleyici olduğunun altını çizdi.

Yönetmenlik kariyerine dair de konuşan Ağırbaş, kadın yönetmen olarak sektörde karşılaştığı zorlukları uzun yıllar asistanlık yaparak edindiği deneyimlerle nasıl aştığını ve set ortamının kendisi için ne kadar vazgeçilmez olduğunu anlattı. Kurgu sürecinin yönetmenlikteki yerinin önemine dikkat çekerek, ses ve müziğin belgeseldeki gücünü vurguladı. Ağırbaş, yönetmenin kurguda aktif olması gerektiğini belirtti.

Belgeselin türü açısından döküdrama yapısını tercih ettiğini söyleyen Ağırbaş, dramayla belgeselin birleştiği bu yapının hem izleyiciyi duygusal olarak yakaladığını hem de tarihsel gerçekleri güçlü bir şekilde aktarabildiğini ifade etti. Belgeselin görsel tarafında ise, Troya antik kentinin günümüzdeki haliyle yetinmeyi tercih ettiklerini, animasyonla antik kenti yeniden canlandırmak yerine, Schliemann’ın hikâyesine odaklandıklarını açıkladı.

Etkinlikte ayrıca öğrencilerden gelen sorularla birlikte Schliemann’a 1890’da tekrar kazı izni verilmesi, Osmanlı’nın bu süreçteki diplomatik zaafları, Almanya’dan sonra Rusya’ya geçen hazinelerin akıbeti gibi tarihî sorulara da yer verildi. Ağırbaş, günümüzdeki kazıların artık Türk arkeologlar tarafından sürdürüldüğünü ve Troya’daki çalışmalarda büyük ilerlemeler kaydedildiğini aktardı. Genç sinemacılara önerilerde bulunan Ağırbaş, bir fikre inanmanın, onu içselleştirmenin ve anlatma tutkusunun belgesel üretiminde temel unsur olduğunu ifade etti.

Yoğun katılımla gerçekleşen söyleşi, katılımcılar tarafından büyük ilgiyle takip edildi. Belgesel sinemanın kültürel mirasın korunmasındaki gücünü ve etkisini ortaya koyan bu etkinlik, İKÇÜ Film Festivali’nin dikkat çeken oturumlarından biri olarak kayda geçti.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İKÇÜ’de Gastronomi Festivali: Geleceğin Şefleri Hünerlerini Sergiledi

HIZLI YORUM YAP