41,9798$% 0,30
48,9233€% 0,52
5.327,69%0,01
3.951,07%-0,77
10.871,08%0,16
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi ile SKS Tarih ve Kültür Topluluğu tarafından düzenlenen “İnsanlığın Sınavı: Gazze” konulu konferansta konuşan Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, “Filistin ve Gazze meselesi sadece bir coğrafyanın, Müslümanların ya da sadece bir ırkın ve bir dinin değil, bütün insanlığın meselesidir” dedi.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Şahin, SEM Müdürü Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Ruhi Can Alkın ve Dr. Öğr. Üyesi Ceren Pilevneli Çubuk, Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Enes Uzun, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Biz İstedik ki Sessiz Kalmayalım
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, fakülte olarak bilim üretmenin ve Türkiye’ye dair etkinlikler düzenlemenin yanı sıra insanlığı yaralayan alanlara dikkat çekmek ve bu alanlarda farkındalık yaratmak amacıyla da faaliyet yürüttüklerini söyledi. Prof. Dr. Doğan, insanlık tarihi bir savaşlar tarihi olsa da Gazze’de yaşananların savaş kavramı ile tarif edilemeyeceğini belirtti ve “katliamlar insanı insanlığından, savaşı o terminolojiden utandırıyor” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Doğan, “İslam coğrafyası ve Türk coğrafyası Arnavutluk’tan Çin Seddine, Afrika’dan, Ortadoğu’dan Karadeniz’in kıyısına kadar uzanan muazzam bir coğrafya. Ancak birbirimize yeterince sahip çıkabiliyor muyuz? Tartışılır. Dertlerimizle hemhal olup dertlenebiliyor muyuz? Gazze’de maalesef büyük bir dram yaşanıyor: İnsanlığın dramı. Aynı zamanda bizim de dramımız. Bizim kalbimiz oradaki kardeşlerimizle birlikte atıyor. Ancak bazı zamanlarda susmak ya da bir şey yapamamak kahrediyor insanı. Biz istedik ki sessiz kalmayalım, susmayalım. Fakülte olarak bir farkındalık yaratalım. Sağ olsun Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit hocamız bizleri kırmadı. Kendisi konunun uzmanlarından. Bilmediğimiz birçok hususta bizleri aydınlatacak. Kendisine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Vahşetin Sebebi 100 Yılı Aşan İşgal Planı
İsrail’in, Gazze’de çoğunluğu kadın, çocuk, hasta ve yaşlıların oluşturduğu sivil halka yönelik katliamlarının temel sebebinin 7 Ekim 2023 tarihinde yaşanan Aksa Tufanı operasyonundan çok, bölgenin 100 yılı aşan işgal planına dayandığını söyleyen Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, hiçbir hukuki, ahlaki ve vicdani sınır tanımadan gerçekleştirilen bu katliamların insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiğini vurguladı. Gazze’nin 7 Kasım 1917 tarihinde Osmanlı toprağı olmaktan çıkmasından sonra İngiliz sömürgesi haline geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Yiğit, Türk askerinin çekilmesinden sonra bölgenin 30 sene İngiliz mandası olarak yönetildiğini ve bu süre zarfında, dünyanın çeşitli yerlerinden sistematik bir şekilde Filistin’e göç ettirilen Yahudilerle birlikte, bölgedeki Yahudi nüfusunun çok büyük oranda arttığını belirtti.
Binlerce Yıldır Hiçbir Yahudi Varlığı Yokken Tanınan Hak!
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1947 yılında aldığı taksim kararı ile Filistin topraklarının iki devlete bölündüğünü belirten Prof. Dr. Yiğit, bölgede binlerce yıldır hiçbir Yahudi varlığı yokken, alınan kararla birlikte Yahudilerin tarihte ilk defa bu coğrafyada haklarının olduğunun tescil edildiğini belirtti. 29 Kasım 1947 tarihine dikkat çeken Prof. Dr. Yiğit, İsrail’in kurulmasına henüz 5-6 ay varken alınan bu kararla birlikte Yahudilerin bölgede sistematik bir şekilde pek çok terör olayı gerçekleştirdiklerini; bunlardan en önemlilerinden bir tanesinin Deir Yasin katliamı olduğunu, yaşanan vahşetin bütün Filistin coğrafyasında insanları korkuttuğunu ve onları bölgedeki evlerini, tarlalarını terk etmek zorunda bıraktığını kaydetti.
En Son Yahudi Devleti M.Ö. 586 Yılında Yıkıldı
Yahudilerin bölgedeki varlığını kanıtlayan hiçbir delil yokken Yahudi devletinin kurulduğunu belirten Prof. Dr. Yiğit, “Yahudilerin bölgede binlerce yıldır hiçbir varlığı yok. En son Yahudi devleti M.Ö. 586 yılında yıkılmış. Yahudilerden önce burada Sami ırkına mensup milletler yaşıyordu. Sonradan İsrailoğulları buraya gelip burada bir krallık, küçük bir krallık kuruyorlar ve bu krallık Asur ve Babil devletleri tarafından eski çağlarda yıkılıyor. Yıkıldıktan sonra bir daha hiçbir zaman burada bir Yahudi devleti görülmüyor. Yahudi varlığı ise Müslüman hakimiyeti altında, Müslümanların koruyup kollamasıyla günümüze kadar devam edebiliyor. Yoksa burada hiçbir zaman siyasi bir oluşumdan söz edemiyoruz” dedi.

1917’den Günümüze Sistematik İşgal
14 Mayıs 1948 tarihinde İsrail devletinin ilanından hemen sonra başlayan Arap-İsrail Savaşını kazanması ile birlikte İsrail’in BM’nin kendisine biçtiği topraklardan daha fazlasını aldığını belirten Prof. Dr. Yiğit, 1948 Arap-İsrail Savaşından sonra Filistin topraklarının %78’inin İsrail’in eline geçtiğini kaydetti. Gazze’de kendi öz vatanında yaşayan Filistinlilerin, İsrail’in işgalinden sonra “mülteci” olarak adlandırıldıklarını söyleyen Prof. Dr. Yiğit, 1917’de başlayan işgallerin kesintisiz ve sistematik bir şekilde günümüze kadar uygulandığını söyledi.
Gazze, Tüm İnsanlığın Vicdan Sınavı Oldu
İsrail’in Gazze’de kadın, çocuk, hasta ve yaşlı demeden sivil halka karşı giriştiği katliamların Türkiye’de ve dünyanın her yerinde protesto edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yiğit, “Gazze; insanlığın, ahlakın, sivil toplumun ve uluslararası hukukun en önemli sınavı oldu. Hepimizin sınavı. Tarihte Gazze’nin direnmediği, boyun eğdiği veya sustuğu bir dönem hiç yaşanmadı. Ancak bu, hiçbir zaman bugünkü kadar net anlaşılamamıştır. 2023’ten bu yana yaklaşık 2 yıldır devam eden; Gazzeli sivillerin bütün uluslararası hukukun ihlal edilerek katledildiği ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hükümetlerin durduramadığı ya da durdurmadığı Gazze vahşeti, haber ve bilgi çağı olan 21. yüzyılda kesintisiz bütün dünyanın göz önünde gerçekleştirildi. Yaşanan bu vahşet ve katliam BM tarafından da bir soykırım olarak nihayet kabul edildi. Dünya kamuoyunu ayağa kaldıran Gazze, bugün sadece bir milletin, bir dinin veya bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın vicdan sınavı oldu” ifadelerini kullandı.
Gazze, Bütün İnsanlığın Meselesi
İsrail’in uyguladığı vahşet ve soykırıma engel olunmasının dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun bütün insanlığın kendi yurtlarında huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi ve dünya barışı için elzem olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yiğit, “Aksi taktirde, dünyada hiç kimsenin, kendi devletlerinin sınırlarında dahi güven içinde olamayacağı oldukça aşikardır. Günümüzde Gazze’nin, Filistin’in, Kıbrıs’ın güvenliği için de, Türkiye’nin sınırlarının güvenliği için de ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bu bölgede olmayan insanlar için de bir o kadar önemli. O sebeple Filistin ve Gazze meselesi sadece bir coğrafyanın, sadece Müslümanların, sadece bir ırkın, sadece bir dinin meselesi değil; bu bütün insanlığın meselesidir. Burada lütfen hep beraber uyanık olalım” diye konuştu.
Etkinlik, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasının ardından sona erdi.

İlk ve Acil Yardım Programı Öğrencilerinden Triyaj Yarışmasında Uluslararası Başarı
1
Çelebili Minikler 23 Nisan’ı Dopdolu Bir Programla Kutladı
93693 kez okundu
2
Türkiye’nin En Genç Kadın Profesörü İKÇÜ’lü
2333 kez okundu
3
İzmir’in En Donanımlı Farazi Mahkeme Salonu İKÇÜ Hukuk Fakültesi’nde Açıldı
1524 kez okundu
4
“İKÇÜ Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi İzmir’in Modern Yüzü Olacak”
795 kez okundu
5
İKÇÜ’nün TÜBİTAK Destekli 4. Uluslararası Öğrenciler Sosyal Bilimler Kongresi İçin Geri Sayım Başladı
772 kez okundu