40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
16 Temmuz 2025 Çarşamba
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsünün Tuul Vadisi’nde yürüttüğü kazı çalışmaları sonucu geçen yıl tespit edilen kayıp şehir, Togu Balık’ta çalışmalar devam ediyor. TİKA’nın desteğiyle Moğolistan’da sürdürülen kazılar, Dokuz Oğuzlar’ın kayıp kenti Togu Balık’ı gün yüzüne çıkarıyor.
Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında da adı geçen Dokuz Oğuzlar’a (Uygurları kuran boylar) ait Togu Balık kenti olduğu düşünülen, Moğolistan’ın Tuul Vadisi’ndeki yerleşim yeri kalıntılarında gerçekleştirilen ortak kazı çalışmalarında 40 kişilik ekip görev alıyor. Çalışmada sondaj ekibinin yanı sıra arkeologlar, sanat tarihi ve botanik uzmanları ile paleograflar da görev yapıyor.
İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan’ın koordinasyonu ve Prof. Dr. Anıl Yılmaz ile Doç. Dr. Enkhtur Altangerel’in başkanlığında yürütülen çalışmalar, Tuul Nehri’nin iki yakasındaki şehir kalıntıları ve buraları çevreleyen Mayhan, Tömst ve Agit dağlarını kapsayan 100 kilometrekarelik alanda gerçekleşiyor.
Türklerin Madencilikteki Başarısı
Arkeologlardan filologlara geniş bir ekiple yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, eski Türklerin inanç, ölü kültü, şehircilik gibi konularda geliştirdikleri yaşam şekilleriyle ilgili detaylı bilgilere ulaşılmasının amaçlandığını kaydetti.
Çalışma kapsamında vadide kurulan laboratuvarda Moğol bilim insanlarının da yer aldığını aktaran Prof. Dr. Doğan, bu yıl yürütülen kazılarda, Türklerin madencilikteki başarısı ve 600’lü yıllara ilişkin ekonomik hayatıyla ilgili veriler de elde edildiğini söyledi.
Togu Balık kentinin günlük yaşamını, şehrin ekonomisini ve mimarisini anlamak için çok disiplinli çalışma modeli uyguladıklarını vurgulayan Prof. Dr. Şaban Doğan, “Geçen yıl keşfettiğimiz şehir kenarındaki alan ve atölyelerde altın ile bakırın işlendiği belirlendi. Yüzey araştırmalarımızda antik dönemden kalma maden çukurlarını da bulduk. Dolayısıyla şehrin ekonomisinin madenciliğe dayandığı noktasında elimizde ciddi veriler var. Bundan sonra çalışmalarımız bu minvalde devam edecek. Bir taraftan da mimariyi çalışıyoruz. Bir saray kalıntısı üzerindeki çalışmalarımızı bitirmek üzereyiz.” ifadelerini kullandı.
İKÇÜ ile Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, geçen yıl Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yürüttükleri kazı çalışmalarındaki alanın, Dokuz Oğuzlar’ın yaşadığı ve Göktürkler ile savaştığı “Togu Balık” kenti olduğunu kanıtlamıştı.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü öğrencileri bitirme projelerini sergiledi.
Mekatronik Mühendisliği Bölümü tarafından İKÇÜ Fen ve Mühendislik Binası fuaye alanında düzenlenen bitirme projeleri sergisinde, Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen “Haluk Sılay Üniversitelerarası Bitirme Projeleri Sergisi ve Yarışması”nda ikincilik ve üçüncülük ödülünü kazanan projelerin yanı sıra TÜBİTAK 2209-B Üniversite Öğrencileri Sanayiye Yönelik Araştırma Projeleri Desteği Programı tarafından desteklenen birçok proje de yer aldı.
İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Mekatronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Erkin Gezgin’in de yer aldığı etkinlikte, İKÇÜ’lü geleceğin mühendislerinin birbirinden başarılı projeleri sergilendi.
MÜDEK tarafından 1 Temmuz 2025 itibariyle 7 programı akredite edilerek kalitesi tescillenen Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’nin başarılarına her geçen gün yenilerinin eklendiğini belirten Dekan Prof. Dr. Gökçen Bombar, akredite olan programlardan Mekatronik Mühendisliği Bölümü’nün bitirme projeleri sergisinde, ödüllü ve TÜBİTAK tarafından desteklenen birçok projenin de yer aldığını dile getirdi. Prof. Dr. Bombar, İKÇÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’nde verilen nitelikli eğitimle, öğrencileri en iyi ve yetkin bir şekilde sektöre hazırlama gayretinde olduklarını vurguladı.
Mekatronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Erkin Gezgin ise, “Öğrencilerimiz, bir sene boyunca problem tabanlı çalışarak, çözüm önerilerini bir prototip haline getiriyorlar. Bu çalışmaların bir çıktısı olan özgün ve bilimsel projeler ise her sene düzenlediğimiz bitirme projeleri sergisinde yer alıyor. Bu sergide toplamda 15 proje yer alıyor. Bu projeler arasında, Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından her sene düzenlenen Haluk Sılay Üniversitelerarası Bitirme Projeleri Sergisi ve Yarışması’nda ikincilik ve üçüncülük derecesini elde eden projelerle, TÜBİTAK tarafından desteklenen projeler de bulunuyor. Öğrencilerimiz bu değerli projelerle, geleceğe daha sağlam bir şekilde adım atmış oluyorlar. Her birini tebrik ediyorum” dedi.
15 Temmuz hain darbe kalkışmasının dokuzuncu yıldönümü sebebiyle İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce “İhanetin Uluslararası Paydaşlarına Karşı Milletin Gücü” başlıklı panel düzenlendi.
Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Cihannuma Ekonomik ve Toplumsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serhat Burmaoğlu’nun konuşmacı olduğu panelde 15 Temmuz’un siyasal, ekonomik, sosyal, uluslararası boyutu tartışıldı. Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapılan paneli, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar, akademik ve idari personel takip etti.
Güçlü Devlet Geleneği, Güçlü Din Eğitimi En Büyük Şansımız
15 Temmuz’un irdelendiği akademik çalışmalarda, FETÖ’nün tek bir teori çerçevesine sığdırılamadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, küresel şekilde dizayn edilen örgütün çok yönlü yapısına dikkat çekti. Bu yapıyı oluşturan devletlerin Türkiye üzerindeki planlarından vazgeçmediklerini vurgulayan Prof. Dr. Köse, uyanık olunması gerektiği uyarısını yaptı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Baktığınızda işin içinde din var. Uluslararası boyut var. Sömürgecilerin bizim üzerimizdeki emelleri var. Yani çok boyutlu bir örgüt. Bu örgütü anlamak için de gerçekten sadece yıl dönemlerinde değil belki akademik anlamda tezlerin uluslararası boyutunun farklı boyutlarının ele alınacağı çalışmalara da ihtiyaç var. Merhum Prof. Dr. Erol Güngör hocanın ‘Din, kitleleri harekete geçirmede etkili araçtır. İnsanlara inandırdınız mı her şeyi yaptırırsınız. Ölüme kadar da gider’ diyordu.. Bu yapı da insanların dini yönünü kullandı. İblis’in insanların zayıf noktalarıyla saptırması gibi bunlar da bunu yaptılar. Ama bizim bir şansımız Türkiye’de güçlü bir din eğitiminin omasıydı. Türkiye’de devletin yönetiminde çok güçlü bir din eğitimi var, İlahiyat fakültelerimiz, diyanet teşkilatımız var. O yüzden bunların ezoterik anlaşılmaz takiyeye dayalı dini inançları toplumda bir karşılık görmedi. Sağlıklı bir din eğitimini sağlayamazsanız, bir topluma en büyük felaketi yaşatmış olursunuz. Bugün Ortadoğu’yu Arap ülkelerine baktığınızda felaketleri görürsünüz. Mesela DAEŞ’i Eş-Şebab’ı kim kurdu? FETÖ’yü kim kurdu? PKK’yı kim kurdu? Farklı ülkeler üzerinde yürüttükleri stratejileri var. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ‘Etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden bölgemiz dizayn edilmeye çalışılıyor.’ Türkiye bunun farkında. Biz güçlü devlet geleneğine sahibiz. Kurumsal yapılarımız oturmuş durumda ve sağlıklı bir dini zemin oluşturmuşuz. Sağlıklı bir din eğitiminin her zaman bizim açımızdan çok kıymetli olduğunu ve Türkiye’nin bu açıdan dünyaya örnek olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Bunların Ana Karakteri Takiye
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, örgütün kullandığı ezoterik simgeleri basın yayın medya yoluyla kamuoyunda yaygınlaştırdığına dikkat çekerek; paralel devlet yapılanmasına giden yolda sözde eğitim kurumları üzerinden geniş kitlelere ulaşıldığını aktardı. Prof. Dr. Yasin Bulduklu, “Uluslararası bağlantının hangi simgelerle kodlandığına da bakmak lazım. Öncelikle 1960’ların sonunda İzmir’de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. 70’ler doğum, 80 emekleme dönemleri. 90’larda bunlar koşmaya başlıyor. Neyle birlikte? İşte burada medya organları devreye gidiyor. Özel radyo televizyonlarının yayınları, eski o tape kasetleri ve video kasetleri ile konuşmalar dağıtılmaya başlanıyor. Zaman gazetesi ilr medyaya adım atıp Samanyolu televizyonu ile yayılıyorlar. Türkiye’de 11’inci özel televizyon ve uluslararası boyuta hemen evriliyorlar. Üstelik Amerika’da, Afrika’da, Orta Asya’da özel yayınlar yapmaya başlıyorlar. Eğitim zaten ana argümanları. Eğitimi kullanarak iki şey yaptılar. Birincisinde çok büyük para kazandılar. İkincisinde hedefledikleri kurumsal açıdan gelişmemiş devletlerde devletin gelecek yöneticilerini yetiştirdiler. Özel üniversiteler açtılar. Dini öyle bir kullandılar ki içeride şeriat, Allah, din, kitap dışarıda modern İslam, medeniyetler ittifakı, ılımlı müslüman, dinler arası diyalog, barış vs. gibi kavramları kullandılar. Süslü kelimelerle dini istedikleri şekilde evirdiler. Bunların ana karakteri takiye. Medyanın özellikle 15 Temmuz’dan sonrasında da bunlar tarafından açık biçimde kullanıldığını görüyoruz. Dünyada büyük medya organlarının darbe sürecinde üç aşağı, beş yukarı aynı manşetleri attığını gördük.Anak biz, kamuoyuna seslenirken ulusal savunma dili geliştiremedik. Uluslararası alanda kendimizi hala anlatamadığımz kanaatindeyim. Bizi imaj anlamında Ortadoğu ülkeleri arasına yerleştirdiler. Yerel ve küresel medyada paralı konuşmacı satın almaktan hiç çekinmediler. Devşirilmiş aydın kullandılar” diye konuştu.
Büyük Bir Manipülasyon Var
FETÖ yapısının ve 15 Temmuz’un uluslararası arenadaki yansımalarına değinen Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır da 15 Temmuz ertesinde Batı dünyasında hiçbir liderin darbeyi kınayıcı bir açıklama yapmadığını ifade ederek konunun bugün bile anlaşılmasının altındaki medya faktörüne dikkat çekti. Dekan Prof. Dr. Batır, “15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’de otoriter bir rejim var bunun karşısında mücadele edenlere karşı baskı uygulanıyor gibi hep aynı başlıklar uluslararası medyada yer aldı. Darbe girişimi sonrasında dünyanın en çok izlenen televizyon kanallarının hiçbirisi bunun bir darbe yani meşru hükümete karşı gerçekleşen bir darbe girişimi olduğuna dair bir açıklama yayınlamadı. Fox News televizyon kanalı, FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişimine özel bir yayınla destek vermişti ABD’nin yaptığı ilk açıklama Dışişleri Bakanı Kerry’nin ‘tarafları itidale davet etmesiydi. Öte yandan yakın tarihe gelelim, İsrail’in İran’a saldırısında Batılı ülke liderleri ne açıklamalar yaptılar? ‘İsrail’in meşru müdafaa hakkını destekliyoruz. İsrail’in kendi koruma hakkı vardır ’dediler. Size tuhaf gelmedi mi? Yani İsrail vuruyor, karşılığında batıdan kendilerini koruma hakları olduğuna dair bir açıklama geliyor. Büyük bir manipülasyon var, böyle bir çarpıtma var medyada ve biz de bunu anlatamıyoruz.Şunu söylemeye çalışıyorum. Hadiseler içeride göründüğü gibi dışarıda görünmüyor” ifadelerini kullandı.
Benzer Senaryoyu Orta Asya’da Denediler
FETÖ üzerinden yürütülen uluslararası terör yapılanmasının Orta Asya ülkelerinde de benzer darbe oluşumları yapmak istediğini söyleyen Cihannüma Ekonomik ve Toplumsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serhat Burmaoğlu, yapının finans ve eğitim ayağının STK oluşumlarıyla güçlendirilerek dünyada kabul gören bir oluşuma dönüştürüldüğünü kaydetti. Prof. Dr. Burmaoğlu,“1991 yılından itibaren Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Orta Asya’ya gidiş ve eğitim sürecinin buradan başlaması tabii ki tesadüf değil. Çünkü o ülkeler zaten yaklaşık 70 yıldır Rusların onlara doktrine ettiği bir durumu yaşıyorlardı. Bunun için ellerinde yetişmiş öğretmen, yetişmiş iş gücü yoktu. Dolayısıyla da bu çaresizlikle Orta Asya’da Gülen Cemaati diye anılan guruhun‘eğitim uygarlığının anahtarıdır’ sloganı çok hızlı yer buldu. Çünkü hiç para istemiyorlardı. ‘Size yetişmiş insan gücünü servis ediyorum ve bunu ücretsiz yapıyorum ’dediler. Sadece 5 yıl içerisinde Orta Asya’da 122 okul kurdular, 75 bin öğrenci bu okullarda eğitim gördü. Tüm ülkeler daha fazla okul açamaz mısınız diye talepte bulunuyorlardı. Türkiye’de yaptıklarını çok çok önce Orta Asya’da defalarca denediler. Kırgızistan’da bizdeki gibi bir sınav var. Bu sınavda başarılı olan ilk 50 çocuğa Cumhurbaşkanlığı sertifikası veriliyordu. Böyle başarıları gösterdiğiniz zaman Kırgızistan’daki birçok aile çocuğunu okullarına göndermek istiyordu. Avrupa’da da, Almanya’dan Fransa’ya, Balkanlar’dan Arnavutluk’tan Kosova’ya, Afrika’ya 50’den fazla ülkeye yayıldılar. Dernekler üzerinden yönetilen Charter Okulu dedikleri sistem ile 140 ülkede binin üzeri okul ve 2 milyondan fazla öğrenciye ulaşılmış. Bu rakamlar bazı ülkelerdeki tüm öğrenci sayısından bile daha fazla. Peki bunu nasıl yapıyorlar? Olay sadece eğitimle ilgili değil. Kapatılan TUSKON ile sanayicilerin örgütlediği himmet finansmanı durumu vardı. İş dünyası, eğitim dünyası, bir de devleti ve medyayı eklediğiniz zaman hocalarımızın söylediği gibi aslında bütünsel bir yapı ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.
Zaferin Adı Türkiye Sergisi
Söyleşinin ardından, Anadolu Ajansı fotoğraflarının yanı sıra Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Dilmaç’a sulu boya resimlerin yer aldığı, “Zaferin Adı Türkiye” Sergisinin açılışı Hekim Hacı Paşa Fuaye alanında yapıldı. Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Emine Nilüfer Üstündağ refakatinde sergiyi gezen Rektör Prof. Dr. Köse, eserler hakkında bilgi aldı.
Şehitlerimiz İçin Mevlid-i Şerif
15 Temmuz Etkinlikleri kapsamında ayrıca İlahiyat Fakültesince vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizin ruhları için cuma namazı öncesi Kur’an-ı Kerim Tilavet edilerek Mevlid-i Şerif okundu. Dr. Öğr. Üyesi İhsan Sütşurup tarafından yapılan tilavet İKÇÜ mescidinde icra edildi.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin sahip olduğu (İKÇÜ) TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesinin devamlılığının sağlanması amacıyla Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Ege Bölge Koordinatörlüğünce başlatılan 4’üncü dönem birinci gözetim tetkiki başarıyla tamamlandı.
TSE Ege Bölge Koordinatörlüğü tarafından görevlendirilen Baş Tetkikçi Dr. İsmet Titiz, tetkik görevlileri Muhittin Aydın, Ceren Çiçekdağ Uçar’ın yer aldığı iki günlük incelemelerin başarılı şekilde geçtiği, düzenlenen kapanış toplantısında duyuruldu.
Kapanış toplantısında, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, Dekanlar, Genel Sekreter Nuretdin Memur, kalite koordinatörlüğü, kalite komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerin kalite sorumluları hazır bulundu.
Beklentimizin Üzerinde Çok Güzel Çalışmalar
Değerlendirme toplantısında konuşan Baş Tetkikçi Dr. İsmet Titiz, beklentilerinin çok üstünde başarılı çalışmaların görüldüğünü kaydetti. Bunda YÖKAK Kalite Güvence Sistemleri ve Akreditasyon çalışmalarının katkısı olduğunu ifade eden Baş Tetkikçi Titiz, “Beklentimizin üzerinde çok güzel çalışmalar, çok güzel raporlar var. YÖKAK’ta sizden çok detaylı rapor istemeleri bizim işimizi çok kolaylaştırıyor. O konuda çalışmalarınızın daha da iyiye gideceğinin işaretlerini çok iyi gördük. Arkadaşlarımızın gayretleri özellikle kalite birimindeki çalışan ekibin konuya vakıf olması ayrı bir güzellik kattı. Biz bu iki gün boyunca iyi sonuçlar aldığımızı söyleyebiliriz. Komiteye raporumuzu olumlu olarak bildirdik. 2 gün boyunca samimi güler yüzlerle karşılaştık. Tanıştığımız ve karşılaşmadığımız arkadaşlara sağlıklı güzel günler diliyorum. Misafirperverlik ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. Başarılarınızın devamını diliyorum” dedi.
TSE yetkililerince görüşlerin paylaşıldığı kapanış oturumu bitiminde, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş tarafından denetim ekibine kalite çalışmalarına yaptıkları katkılar için teşekkür belgesi takdim edildi.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesince (İKÇÜ MMF ) 2024-2025 güz döneminde eğitim kadrosunca yürütülmüş derslere ait örnek çalışmaların paylaşıldığı “Eğitim-Öğretimde İyi Örnek Paylaşımı” Çalıştayı düzenledi.
Çalıştayda Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Kurulunun (MÜDEK) yeni yayımladığı listeye göre Harita Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği ile Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümlerinin 5 yıllık tam akredite aldığı açıklandı. MMF Toplantı Salonunda Dekan Prof.Dr. Gökçen Bombar’ın ev sahipliğinde yapılan çalıştayı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Bologna Eşgüdüm Koordinatörü Doç. Dr. Necmettin Çelik, bölüm başkanları, fakülte sekreteri Süleyman Ayer ile akademisyenler takip etti.
Akreditasyon Çalışmalarında Yakalanan İvme
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, İKÇÜ MMF’nin öğrencilerin aktif olarak sürece dâhil edildiği eğitim-öğretim faaliyetleri yapısına dikkat çektiği konuşmasında, akreditasyon çalışmalarında yakaladıkları ivme nedeniyle tebrik etti. İletişim ve iş birliği temelinde eğitim faaliyetlerini zenginleştirmek için gayret eden MMF’nin kalite yolculuğunda edindikleri tecrübelerin, devamlılığa katkı sağlayacağını belirten Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “Eğitim müfredatımızın tüm eğitim kadrosunca farklı bakış açılarıyla izlenmesi ve geliştirilmesi, örnek uygulamaların paylaşılması, farkındalık oluşturabilecek çalışmaların sunulmasını önemli buluyorum. Fakültenin işleyişini geliştiren bu kapsamlı değerlendirmeler, yalnızca geleceğe yönelik sağlıklı planlamalar yapmayı değil, aynı zamanda güçlü ve geliştirilmesi gereken yönleri belirleyerek iyileştirmeye yönelik değerlendirme fırsatları da sağlar. Fakültelerimizin bu anlamda dönem sonu faaliyetleri derinlemesine inceleyerek, sistemin kalitesi üzerine daha verimli ve etkili biçimde şekillendirilmesine katkıda bulunmaktadır. Özgün çalışmaların ön plana çıkarılması, bu çalışmaların model alınması ve öğrencilerimizin aktif öğrenme süreçlerine dahil eden uygulamaları ile İKÇÜ MMF’nin oldukça başarılı bir model geliştirdiğini düşünüyorum” dedi.
Yerli ve Milli Dijital Dönüşüme İmza Atacak İKÇÜ’lü Mühendisler
Dijital dönüşümün merkezinde yer alan mühendislik alanlarında başarılı mühendislere ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Prof. Dr. Akbaş, İKÇÜ olarak kalite ekseninde yürütülen eğitim müfredatları ile öğrencilerini en iyi şekilde sektörlerine kazandırma gayretinde olduklarını vurguladı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “Dijital teknolojilerin yönümüzü belirlediği günümüzde, yapay zekâ, bulut bilişim, sanal gerçeklik ve mobil uygulamalar artık mühendislik alanı ile iç içe yer alıyor. Türkiye’yi küresel düzlemde güç ve iddia sahibi bir ülke haline getirmek için bu alanlarda söz sahibi olacak, yerli ve milli dijital dönüşüme imza atacak genç mühendislere ihtiyaç var. Bu manada öğrencilerimizi geleceğe en iyi şekilde hazırlayacak eğitim müfredatını oluşturmak için tüm eğitim-öğretim kadromuzla yoğun şekilde çalışmaktayız. Yıl boyunca öğrencilerine en nitelikli bilgiyi sunmak için özveriyle çalışan İKÇÜ’nün eğitim-öğretim faaliyetlerine katkı sunan tüm kadromuzu tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
7 Bölümde Akreditasyon
İKÇÜ MMF’nin eğitimi programlarının kalitesini arttırmak adına yapılan özverili çalışmalara dikkat çeken Dekan Prof.Dr. Gökçen Bombar, bu çalışmaların neticesinde MÜDEK tarafından 1 Temmuz 2025 itibariyle 7 programlarının akredite edildiğini açıkladı. MMF Dekanı Prof.Dr. Bombar, “MÜDEK’in yeni yayımladığı listeye göre Harita Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği ile Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümleri 5 yıllık tam akredite aldılar. Elektrik-Elektronik Mühendisliği ile Makine Mühendisliği bölümümüzün akreditasyonu 2028’e kadar uzatıldı. Sürece ilk başvuruları değerlendirilen Biyomedikal Mühendisliği ile İnşaat Mühendisliği bölümümüz 2 yıl süreli akredite edildiler. Mevcuttaki akredite bölümlere 5 yeni bölüm dahil edildi. Çalıştayımızın başında bu müjdeli haberi paylaşmak istedim. Bu süreçte bizlere her türlü desteği veren Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse Hocamıza, değerli yönetim ekibine, fakültemiz için büyük emek veren siz değerli çalışma arkadaşlarıma tüm personelimize şükranlarımızı iletiyorum. Bundan sonra mevcut akredite olmuş bölümlerin devamlılığını ve daha uzun akredite olmalarını sağlamak, akredite olmayan bölümlerimizin de akredite olması kapsamında yapılacak çalışmalara titizlikle devam edeceğiz” diye konuştu.
Çalıştay, müfredat reformu, 2025 öğretim planı hazırlıkları, güçlü yan, iyi örnek uygulamaları, ÇAP, Yandal programları, seçmeli ders, MMF Staj Yönergesi gibi başlıklarda yapılan oturumlarla devam etti.