42,8518$% 0.06
50,7337€% 0.08
6.187,37%-0,08
4.491,06%-0,14
11.349,85%0,53
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen etkinlikte, 1960-2000 yılları arasında Türkiye’de karikatürün tarihi ele alındı
TÜBİTAK’ın en prestijli çağrısı olan ve Cumhuriyetimizin 100. Yılına özel olarak açılan “TÜBİTAK 1001 – Cumhuriyetin 100. Yılı Özel Çağrısı” kapsamında kabul edilen, İKÇÜ SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Babaoğlu’nun yürütücülüğünü yaptığı “Türkiye’de Sosyopolitik Değişimin Derlem Dilbilim Üzerinden Dönemsel Analizi: Mizah Dergileri Üzerine Bir İnceleme (1960-2000)” başlıklı projenin çıktılarının ele alındığı Görselin Tarihi: Türkiye’de Karikatür Paneli, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda gerçekleşti.
Karikatürlerin sunduğu görsel fragmanlar üzerinden yakın tarihe dair önemli okumalar yapan farklı üniversiteler ve disiplinlerdeki akademisyenleri bir araya getiren panele Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Enes Uzun, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ruhi Can Alkın, Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Çok Büyük Bir Kültüre, Derin Bir Geçmişe Sahibiz
Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, “Mizah dergilerinin toplumsal hafıza açısından önemli işlevler üstlendiği tartışmasız bir gerçektir. Ancak karikatürü bu alan içinde biraz daha ayrı bir yere koymak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü karikatürün sınırı yoktur. Bu yönüyle de tarih boyunca düzen açısından hep sakıncalı görülmüş; yasaklama, sansür ve çeşitli kısıtlamalarla sık sık gündeme gelmiştir. Aslında bu durum, karikatürün sahip olduğu güçlü anlatı kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Karikatür çok kolay algılanır; insan zihninin basiti kavrama konusundaki istekliliğini açık biçimde ortaya koyar. Son derece yalın çizgilerle, çok az sözcük kullanarak derin ve çok katmanlı anlamlar üretir. Bu, hiciv dediğimiz ve bizim kültürümüzde çok güçlü köklere sahip olan bir anlatım biçimidir. Hakarete başvurmadan, son derece incelikli ve etkili mesajlar vermeyi mümkün kılar. Toplum olarak büyük bir kültürel mirasa ve derin bir tarihsel geçmişe sahibiz. Bu zenginliği dikkate aldığımızda, hicvin neden bu topraklarda bu kadar güçlü ve vazgeçilmez bir ifade alanı hâline geldiğini daha iyi anlayabiliyoruz. Hem güçlü bir söz geleneğine sahibiz hem de hiciv üretmek için fazlasıyla malzeme sunan bir toplumsal yapımız var. Zaman değişse de bu anlayışın yeni medyada farklı biçimlerde yaşamaya devam ettiğini görüyoruz. Özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği ‘caps’ kültürü buna iyi bir örnektir. Bugün caps olarak adlandırdığımız bu görsel mizahın atası, klasik çizgilerle üretilen karikatürlerdir. Karikatür; tarih boyunca bir toplumun kültürel yapısını, ekonomik koşullarını, siyasal yönetim biçimini, basının durumunu ve hatta akademinin halini yansıtan son derece güçlü mesajlar üretmiştir. Bu yönüyle yalnızca bir sanat dalı değil, aynı zamanda önemli bir toplumsal tanıklıktır. Sanatla aramızdaki mesafenin azalmasına katkı sağlayacağına inandığım bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkesi kutluyor, teşekkür ediyorum. Farklı üniversitelerden üniversitemize teşrif eden kıymetli hocalarımıza da ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Programın hayırlı olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Öğrencilerin de İşin İçinde Olması Çok Güzel
Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ruhi Can Alkın, “Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi olarak, bu tür etkinliklerde bir araya gelmek bize mutluluk ve heyecan veriyor. Bu tür projelerde, özellikle öğrenci arkadaşlarımızın işin mutfağında yer almaları, hocalarımızın onlara sağladığı vizyon ve rehberlikle hep beraber bu işin arkasında durulması ve bizlerin bu işlere şahit olması çok güzel. Açıkçası, hocamızın da belirttiği gibi sosyoloji boyutu da olan bu konuda yapılacak sunumları, bir Sosyoloji Bölümü öğretim elemanı olarak heyecan ve merakla bekliyorum. Verimli bir toplantı olmasını temenni ediyor, teşekkür ediyorum” dedi.

Proje, Çok Özel ve Tarihi Bir Program Kapsamında Kabul Edildi
Projenin yürütücülüğünü yapan Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Babaoğlu ise, projesinin TÜBİTAK’ın Cumhuriyetin 100. Yılına özel olarak açtığı “TÜBİTAK 1001 – Cumhuriyetin 100. Yılı Özel Çağrısı” kapsamında kabul görmesinin kendisi için çok değerli olduğunu vurguladı. Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Babaoğlu, “Projemiz, 1960 2000 yılları arasındaki kırk yıllık zaman diliminde, siyasal ve sosyolojik olarak yaşanan muazzam dönüşümü karikatürler üzerinden ele almayı amaçladı. Bu panelde de projenin ön çıktılarını paylaşacağız. Karikatürler, dönüşümleri görsel olarak ortaya koyan ve gündelik yaşamı yansıtan çok değerli dokümanlar olarak kabul edilir. Ancak, yakın tarih çalışan bizler için çoğu zaman görmezden gelinen kaynaklardır bunlar. Ben hem yakın tarihimize ışık tutan böylesine önemli kaynaklarla ilgili çalışma yapmaktan hem bu çalışmanın TÜBİTAK’ın Cumhuriyetin 100. Yılı Özel Çağrısı gibi çok özel ve tarihi bir program kapsamında kabul görmesinden hem de farklı üniversitelerden ve disiplinlerden gelen hocalarımızla bu alan özelinde bir arada bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Programımıza katılımıyla destek veren hocalarımıza teşekkür ediyorum. Keyifli bir panel olmasını diliyorum” diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından panel oturumlarına geçildi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürsoy Şahin’in moderatörlüğünde gerçekleşen panele, İbn Haldun Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi İ. Arda Odabaşı “Basın ve Görsellik İlişkisi Üzerine Değerlendirmeler”; Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevzi Çakmak “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türk Mizah ve Karikatürü”; İKÇÜ SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Babaoğlu “Görsel Fragmanlardan Yakın Tarihe: Mizah Basınında Eğitim Meseleleri”; Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyza Kurnaz Şahin “Türk Mizah Basınında Sansür Eleştirisi (1960-1990)” ve İstanbul Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eminalp Malkoç “Sesimi Duyuyor musun? Maden İşçilerinin Hak ve Örgütlenme Mücadeleleri” konulu sunumlarıyla katkıda bulundular.

İKÇÜ’lü Öğrenciden Sağlık Yönetiminde Genç Fikirler Yarışmasında Türkiye Birinciliği
1
Çelebili Minikler 23 Nisan’ı Dopdolu Bir Programla Kutladı
117389 kez okundu
2
Türkiye’nin En Genç Kadın Profesörü İKÇÜ’lü
2836 kez okundu
3
İzmir’in En Donanımlı Farazi Mahkeme Salonu İKÇÜ Hukuk Fakültesi’nde Açıldı
1825 kez okundu
4
Çocukluğunun İlk Kütüphanesi Türkiye’nin İlk Agro Kütüphanesi Oldu
1235 kez okundu
5
Çanakkale Zaferinin 110. Yılı İKÇÜ’de Yoğun Bir Programla Anıldı
962 kez okundu