İKÇÜ’de Yunus’a İtalya’dan Bakış Konferansı
İzmir KâtipÇelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Edebiyat Topluluğu tarafından YUNUS’a İtalya’dan Bakış başlıklı bir konferans düzenlendi
İKÇÜ Edebiyat Topluluğu tarafından düzenlenen ve İKÇÜ Nizami-i Gencevi Konferans Salonunda gerçekleşen, Dr. Francesco Conte’nin konuşmacı olduğu konferansa İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Yunus Emre ile İlgili Batıdaki Çalışma Sayısı Çok Az
İtalya’nın Palermo şehrinde dünyaya gelen, felsefe eğitimi alan, tasavvuf edebiyatına ilgisi sebebiyle İstanbul’a yerleşen ve “Yunus Emre’nin Dil Felsefesi” başlıklı bir doktora tezi yazan Dr. Francesco Conte, Edebiyat Topluluğu’nun davetlisi olarak geldiği İKÇÜ’de Yunus Emre’yi anlattı. YUNUS’a İtalya’dan Bakış adlı konferansta konuşan Dr. Conte, Batılı araştırmacıların genellikle zahiri İslami ilimlerle ilgilendiklerini, tasavvuf edebiyatı ve batıni alanda ise İbn-i Arabi, Mevlana, Molla Sadra, Sühreverdi gibi isimler üzerine çalıştıklarını, Yunus Emre hakkında ise Batıda hala çok az çalışma bulunduğunu belirtti. “Ben manevi bir Türküm” ve “Mevlana Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli kırk yıldan beri benim manevi hocalarımdır” sözlerinin sahibi olan ve Türk dili ve kültürünü araştırmak için bir dönem Türkiye’de de yaşayan “Türkiye’ye Aşk Mektuplarım” adıyla Türkçe bir kitap yazan İtalyan Türkolog Anna Masala’dan bahseden Dr. Conte, Masala’nın Yunus Emre üzerine çalışan çok özel bir isim olduğunu, Türk kültürünü anlama konusunda çok çaba sarfettiğini ve sonunda Türk dili ve kültürüne aşık olduğunu dile getirdi. Yunus Emre üzerine çalışan başka bir İtalyan Türkolog’un ise Abdulbaki Gölpınarlı’nın Yunus Emre’nin Hayatı ve Bütün Şiirleri adlı eserini İtalyancaya tercüme ettiğini söyledi.
Yunus Emre’nin Dile Yönelik Özel Bir Bakış Açısı Var
Yunus Emre hakkındaki doktora tezini felsefi bir perspektiften yazdığını ifade eden Dr. Francesco Conte, Yunus Emre üzerine düşünürken, dünyanın en önemli İtalyan felsefecilerinden olan ve birçok kitabı Türkçeye çevrilen Giorgio Agamben ile İtalyan düşünür Federico Campagna’dan esinlendiğini söyledi. Özellikle Campagna’nın “Propethic Culture” kavramının Yunus’un dilini anlamada kendisine yol gösterdiğini vurgulayan Dr. Conte, nebevi kültür ve peygamberlik kültürü olarak da Türkçeye çevrilen bu kavramın büyü, ilham, metafor, müphemlik, alegori gibi yaklaşım ve ifade biçimleriyle dilin çok katmanlı ve ambivalans (çift değerlilik) yapısına gönderme yaptığını ifade etti. Modern anlamda dilin bir şeyi ifade etme aracı olarak kabul edilmesinin ve dilde kesinliği amaçlayan modern kültürün dili tek biçimli hale getirmesinin karşısında “Propethic Culture”ün ve bu bağlamda Yunus Emre’nin dile yönelik özel bir bakış açısı sağladığının altını çizen Dr. Conte: “Yunus Emre dinamik bir dil anlayışına sahip. Onun şiiri, dilin yenidünyalara açılmasına izin veren, çok katmanlı bir şiir. Yunus Emre için dil bir şeyi ifade etmenin aracı değil, bu modern bir bakış açısı. Tam aksine, başka dünyaların anlamlarını açmaya imkan sağlayan bir dili var. Muhatabı kadar kaynağını ve ona katılanları da dönüştüren dilin bu özel kavranışı sayesinde gerçeklik tek bir boyuta indirgenemez hale geliyor. Yunus Emre’nin şiirinden çıkarabileceğimiz bu metafizik perspektif, mevcut karmaşıklığı, belirsizliği ve paradoksları vurgular ve şiirsel dil çelişkiler aracılığıyla ifade imkânı bulur” diye konuştu.
Yunus Emre’nin romantikleştirilmeden, saygı duyularak ve modern nihilizm çıkmazından çıkış yolları bulmak için incelenmesi gerektiği görüşünü paylaşan Dr. Conte, günümüz dünyasının siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda yaşadığı değer krizleri ve insanların hayal gücünü yitirmesi karşısında, nebevi kültürün hayal dünyamızı harekete geçirecek bir kaynak olabileceğini belirterek sözlerini noktaladı:
“YUNUS’a İtalya’dan Bakış” konferansı İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe’nin Dr. Francesco Conte’ye teşekkür belgesi ve çiçek takdim etmesiyle son buldu.