Çocukluğunun İlk Kütüphanesi Türkiye’nin İlk Agro Kütüphanesi Oldu
Muhabir: Aleyna Arslanbaş
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya’nın henüz ortaokul sıralarındayken gittiği ilk kütüphane olan Banaz İlçe Halk Kütüphanesi onun akademik danışmanlığında 2016 yılından bu yana okuma kültürü ve kütüphaneler alanında çalışmalar yürüten Kütüp-Anne Platformu’nun girişimiyle Türkiye’nin ilk Agro (Tarım) Kütüphanesi oldu
Kütüp-Anne Platformu’nun girişimi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle, Birleşmiş Milletler Sosyal İnovasyon Destek Programı Çerçevesinde 422 proje arasından desteklenmeye layık görülen Türkiye’nin ilk Agro (Tarım) Kütüphanesi projesi Uşak’ın Banaz İlçesi’nde hayata geçti. Akademik danışmanlığını İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya’nın yaptığı proje ile Banaz İlçe Halk Kütüphanesi Agro Kütüphane’ye dönüştürüldü. Dünyada 34 ülkede var olan, Türkiye’de ise Birleşmiş Milletler Destek Programı’ndan alınan hibe ile kurulan ilk Agro Kütüphane doğa ile uyumlu bir anlayışla şekillendirildi. Bu kapsamda önce mevcut Banaz İlçe Halk Kütüphanesi binası iyileştirildi, kütüphane bahçesi düzenlenerek çocuklar için kütüphanenin ruhuna uygun olarak tematik bir koleksiyon oluşturuldu; bahçe işlerinde kullanılmak üzere eşya kütüphanesi ile çevre farkındalığına destek olmak adına böcek oteli ve kuş evleri temin edildi, son olarak da kütüphane bahçesine kedi ve köpek evleri konuldu. Ayrıca, proje kapsamında suyun önemini vurgulamak için, yağmur suyundan tarım uygulaması örneği oluşturuldu ve evlerde tüketilen sebze ve meyve artıklarının değerlendirilmesi için kompost gübre sandığı kuruldu, kütüphane hizmetlerine de Tohum Kitaplığı eklendi.
Gittiği ilk kütüphane şimdi agro kütüphane oldu
Memleketi olan Uşak’ın Banaz İlçesi’nde, henüz çocukluk çağındayken gittiği ilk kütüphane olan Banaz İlçe Halk Kütüphanesi’ni Türkiye’nin ilk Agro (Tarım) Kütüphanesi’ne dönüştürme projesinin akademik danışmanlığını yapan İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya “Henüz ortaokul öğrencisiydim, gittiğim ilk kütüphane Banaz İlçe Halk Kütüphanesi’ydi. Çocukluğumdaki bütün kaynaklar, koleksiyonlar hala duruyor. Benim çocukluğumun ilk kütüphanesi, şimdi günümüz çocuklarının ihtiyacı doğrultusunda ve onların ekolojik dengeye ve geleneksel tarıma yönelik bir duyarlılık kazanması için özel tarımsal etkinlik alanlarının da olduğu Türkiye’nin ilk Agro (Tarım) Kütüphanesi’ne dönüştü. Burada, tıpkı çocukluğumdaki kütüphane kartlarına benzeyen tohum katalog alanları yapıldı, bu kataloglara annem de dahil pek çok yerli insan farklı ürünlerin ata tohumlarını getirdiler. Bu inanılmaz bir duyguydu” diyor.
Ekolojik dengenin bir dönüşüm ritmi var
Envanterindeki tarım aletlerinin ödünç alınmasına, arkasındaki bahçenin işlenmesine, tohumların ödünç alınıp tekrar geri getirilmesine imkân sağlayan Türkiye’nin ilk Agro (Tarım) Kütüphanesi, kütüphane rafı gibi hizmet gören tohum çekmecelerinde bölge sakinlerinin getirdiği Ata tohumlarını da saklıyor, bu tohumlar ekim yapmak isteyenler tarafından değiş-tokuş ediliyor ve kullanılıp tekrar çekmecelere bırakılıyor. Agro Kütüphane’nin bölgeye özgü endemik bitki çeşitliliğini arttırıcı bu tür çabaların içinde olacağını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya, “ekolojik dengenin bir dönüşüm ritmi var; o bir birim ritimle ilerliyorsa biz sekiz birim ritimle ilerliyoruz ve onun kendisini olağan akışı içerisinde dönüştürmesine fırsat bırakmıyoruz. Çabamız aslında bir nebze bu olumsuz durumu engelleme yönünde. Agro Kütüphanesi’nden 10 çocuk etkilenip de tarımın önemi konusunda bilinçlenmiş olarak ekolojik dengeye karşı duyarlı olsa, 10 tane farklı halk kütüphanesi daha bu projeyi örnek alıp benzer bir çaba içine girse, yetişkinlerden 1000 kişi duyarlı hale gelip, bu konuları konuşabilir duruma gelse proje başarılı olmuş sayılır.” Diye konuştu.
Çocuklar doğanın kitabını da okuyacak
Doğanın da okunmayı bekleyen bir kitap olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya, Agro Kütüphane’nin hem konvansiyonel anlamdaki kitapları hem de doğanın kitabını okuma imkânı sunduğuna işaret ediyor. “Bilim tarihi, temelde doğayı anlamaya çalışmak, hemen arkasından da doğaya egemen olmaya çalışmak ile ilgili çabaların tarihidir.” diyen Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya, üniversitede vermiş olduğu Bilim Tarihi derslerinde öğrencilere sık sık bu cümleleri tekrarladığını söylüyor. Bugün yitirilenin doğayı anlamaya çalışma çabası olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya, daha fazla üzerinde yoğunlaşılan şeyin ise doğaya egemen olma fikri olduğunu belirtiyor. Bunun hatalı bir bakış açısı olduğunu ifade eden Prof. Mehmet Ali Akkaya şöyle konuşuyor: “Doğayı anlamadan egemen olamazsınız. Doğanın üzerinde egemen oldukları bir dünyanın içine doğuyor çocuklar. Aslında doğaya egemen olduğunu sandıkları desek daha doğru olur. Doğru ve ideal olan ise önce doğayı anlamak, sonra kendi koşulları içerisinde onu mümkün olduğu kadar kontrol edilebilir hale getirmek. Agro Kütüphane ile aslında, çocuklara doğayı anlamaları için de bir fırsat yaratılmış oldu.”
Agro kütüphanenin ilk örneği Amerika’da
Agro Kütüphane’nin ilk örneğinin, 15 Mayıs 1862 tarihinde Abraham Lincoln tarafından Organik Yasa’nın imzalanmasıyla, geçmişten gelen tarım bilgisini korumak ve geleceğe aktarmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan National Agricultural Library (NAL) olduğu biliniyor. ABD’de başlayan Agro Kütüphane anlayışının zaman içerisinde Avrupa’da da örnekleri görülmeye başlanıyor. “Agro Kütüphaneler, başlangıcı 19. Yüzyıla dayansa da, yeni milenyumun içerisinde örnekleri sık görülen bir işleyişin ürünü” diyen Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya, bu anlayışın temel felsefesinin ise ‘sürdürülebilirlik’ kavramı ile ifade edildiğini söylüyor. Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya: “Günümüzde, dünya nüfusunun %70’ine yakını kentlerde yaşıyor ve bu nüfusun çok önemli bir kısmı kalabalıkların içerisinde yalnızlaşan insanlardan oluşuyor. Ekolojik denge ve organik tarım günden güne yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Geçmişten bizlere miras kalanı bir şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Türkiye’nin ilk Agro Kütüphanesi buna hizmet etmek için açıldı bir nevi. Burada yalnızlaşma ve doğaya karşı yabancılaşma sorunlarına karşı, çocuklardan yetişkinlere kadar pek çok kişinin ilgisini çekebilecek, doğaya yönelik duyarlılığı tazeleyebilecek bir anlayış oluşturmak istedik.” Şeklinde konuşuyor.
Kütüp-Anne platformunun girişimi olarak kuruluyor
Türkiye’nin ilk Agro Kütüphanesi, çocuk odaklı kütüphane hizmetlerine yönelik toplumsal farkındalık ve fayda amacıyla 2016 yılında kurulan ve bu alanda birçok sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren Kütüp-Anne platformunun girişimi olarak kuruluyor. Kütüp-Anne Platformu kurucusu Merve Yavuzdemir’in geçici bir süre yaşadığı New York’ta bulunan Library Farm adındaki halk kütüphanesinden esinlenerek ülkemizde de benzer bir modeli oluşturmak istemesi, Türkiye’nin İlk Agro Kütüphanesi için atılan ilk adım oluyor aslında. Kütüp-Anne Platformu’nun girişimi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) desteğiyle oluşturulan, çocukluk çağında ilk gittiği kütüphanenin Agro Kütüphane’ye dönüşme projesine dahil olma sürecini anlatan Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya: “Kütüp-Anne platformu kurucusu Merve Hanım’ın Amerika’da görüp, ‘Türkiye’de neden olmasın, ekolojik çeşitliliği Amerika’dan daha zengin bir ülkede yaşıyoruz’ demesiyle başlıyor bu hikaye. Örneklem olarak da Banaz’ın seçilmesi, proje başvurusu yapan Kütüp-Anne grubuyla Banaz İlçe Halk Kütüphanesi’nde görevli olan benim eski bir öğrencimin konuyu konuşmalarıyla şekilleniyor. Türkiye’de kütüphanelerde sürdürülebilirlik konusunda çalışmaları olan biriyim. Projenin akademik danışmanı olmam için teklif geldi. Ben de çocukluğumda ilk gittiğim kütüphane olan Halk Kütüphanesi’nin günümüz çocukları için Agro Kütüphane’ye dönüştürülmesi projesini seve seve kabul ettim.” ifadelerini kullanıyor.